ArGe İnovasyon İlişkisi: Hangisi daha önemli?

Arge inovasyon ilişkisi benzerliklerinden dolayı karıştırılan ve hatta sıkça aynı anlamda kullanılan terimlerdir. Ar-Ge inovasyon ilişkisi kavramsal olarak bir bütünsellik ortaya çıkarabilir. İnovasyon ar-ge benzerliği ve farklılığını anlamak için önce tanımlarından başlayalım:

OECD Oslo kılavuzunda inovasyon (yenilik, yenileşim), “yeni veya önemli ölçüde değiştirilmiş, ürün (mal ya da hizmet), veya sürecin ; yeni bir pazarlama yönteminin ; ya da iş uygulamalarında, işyeri organizasyonunda veya dış ilişkilerde yeni bir organizasyonel yöntemin uygulanmasıdır” şeklinde tanımlamıştır. Bu tanım, biraz uzun gözükse de özünde ifade ettiği inovasyonun “her alanda, değer katan yenilik”olduğudur. İnovasyon denince, sadece “ürün” yenilikleri değil, “hizmet”, “süreç” ve “pazarlama” gibi alanlardaki yenilikleri de aklımıza gelmesi lazım.  Ar-Ge’nin ne olduğunu inceleyerek arge inovasyon ilişkisi nedir bunu kavrayalım.

OECD Frascati kılavuzunda Ar-Ge, “insan, kültür ve toplumun bilgisinden oluşan bilgi dağarcığının artırılması ve bu dağarcığın yeni uygulamalar tasarlamak üzere kullanılması için sistematik bir temelde yürütülen yaratıcı çalışmalardır” şeklinde tanımlanmaktadır. Ar-Ge süreçleritemel araştırma, uygulamalı araştırma ve deneysel geliştirme faaliyetlerini kapsar.

• Temel araştırma: Görünürde herhangi bir özel uygulaması veya kullanımı bulunmayan ve öncelikle olgu ve gözlemlenebilir gerçeklerin temellerine ait yeni bilgiler edinmek için yürütülen deneysel veya teorik çalışmalardır. Temel araştırmaların sonuçları genellikle satılmaz, bilimsel dergilerde yayımlanır veya ilgilenen meslektaşlara dağıtılır.

• Uygulamalı araştırmalar: Uygulamalı araştırma da yeni bilgi elde etme amacıyla üstlenilen özgün bir araştırmadır. Bununla birlikte, öncelikle belirli bir pratik amaç veya hedefe yöneliktir. Bu tür araştırmaların yürütülme sebepleri ya temel araştırma bulgularının olası kullanımlarını belirlemek ya da belirli ve önceden tanımlanmış hedeflere ulaşmanın yeni yöntem veya yollarını belirlemektir.

• Deneysel geliştirme: Araştırma ve/veya pratik deneyimden elde edilen mevcut bilgiden yararlanarak yeni malzemeler, yeni ürünler ya da cihazlar üretmeye; yeni süreçler, sistemler ve hizmetler tesis etmeye ya da halen üretilmiş veya kurulmuş olanları önemli ölçüde geliştirmeye yönelmiş sistemli çalışmadır.

TÜBİTAK, faaliyetlerin/projelerin Ar-Ge kapsamında olup olmadığını değerlendirmek için şu kuralı kullanmaktadır: “Temel amaç, ürün veya süreç üzerinde ek teknik iyileştirmeler yapmak olduğunda, yapılan iş, Ar-Ge tanımı içerisinde yer alır. Diğer taraftan ürün, süreç veya yaklaşım büyük ölçüde oluşturulmuşsa ve amaç, pazarın gelişmesini sağlamak, yeniden üretim planlaması yapmak veya bir üretim veya kontrol sisteminin sorunsuz çalışmasını sağlamak ise, bu iş Ar-Ge kapsamına girmez.”

İnovasyon süreci, henüz karşılanmamış ihtiyaç ve sorunlara çözüm bulma şeklinde (market pull — piyasa çekmesi) olacağı gibi, Ar-Ge çalışmalarında geliştirilen yeni malzeme, teknoloji veya fikrin, mevcut ihtiyaç veya sorunların daha etkin karşılanması için kullanılması şeklinde (technology push — teknoloji itmesi) olabilir. Bu kavramlardan Ar-Ge inovasyon ilişkisini rahatça görebiliriz.

Bu tanımlardan görüleceği üzere, inovasyon kavramı, uygulamalı araştırma ve deneysel geliştirme Ar-Ge çalışmalarını da içeren, en kapsamlı kavramdır. İnovasyon, radikal fikirler sonucu daha önce denenmemiş ve geliştirilmiş ürün veya üretim yöntemlerinin ortaya çıkarıldığı büyük atılımlarla (radikal inovasyon) oluşabileceği gibi, adım adım yapılan, bir dizi geliştirme ve iyileştirme faaliyetini içeren çalışmalarının bir sonucu (artımsal inovasyon) olarak da ortaya çıkabilir. Radikal inovasyonlar, daha çok Ar-Ge faaliyetleri sonucu ortaya çıkarlar. İnovasyon kavramının içine, Ar-Ge çalışmaları haricinde her türlü değer katan yenilik faaliyetleri de girmektedir.

Bu iki kavram arasındaki kafa karışıklığı, firmaların hangi kavrama öncelik vermeleri konusunda karar vermelerini de güçleştirmektedir. Uzun yıllar, sadece Ar-Ge kavramı kullanıldığı için, günümüzde firmalar Ar-Ge’ye daha çok önem vermekte, Ar-Ge yönetimi birimlerini kurmakta ve bu alana hatırı sayılır yatırımlar yapmaktadırlar. Ancak, yapılan değerlendirmelerde Ar-Ge performansı ile inovasyon yönetimi performansı arasında farklar belirmektedir (Booz & Co., 2011). Mesela, dünyanın en inovatif firması Apple olmasına rağmen, bu firmanın Ar-Ge sıralaması 70’tir.

Bir başka araştırmada ise, Global Innovation 1000 firmalarının ArGe harcama seviyelerinin, satış büyümesi, karlılık, firmanın piyasa değeri gibi ekonomik parametreler üzerinde anlamlı bir etkisi olmadığı belirlenmiştir.

Sözün özü, firmaların başarısı için, sadece Ar-Ge yönetimi çalışmalarına odaklanmak yerine, Ar-Ge inovasyon ilişkisini kavramış olan, Ar-Ge ile desteklenen, tüm alanlarda (ürün, üretim, pazarlama, iş modeli, İK, vb.) inovasyonu hedefleyen ve tüm inovasyon kaynaklarına ulaşan (açık inovasyon) bir inovasyon sisteminin kurulması ve firmada inovasyon kültürünün yerleştirilmesi daha faydalı olmaktadır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir